Cesaretin var mı ekstrem spora :)


Arkadaşım Sultan'ın kar tutkusu
Spor hiçbir zaman hayatımın bir parçası olmadı. Efendime söyleyeyim “Benim için vazgeçilmez bir tutku, sporsuz yaşayamam” demedim. Hele hele kolumun bacağımın acıyacağı, oramın buramın moraracağı ekstrem sporlar hayatımın kıyısından geçemedi. Cesaret edemem. Düşünün, dalgaların arasında boğulma riskiyle rafting, kendimi boşluğa bırakmam gereken paraşüt, snowboard. Ayağım yere deymeli, adrenalin de belirli bir seviyede kalmalı.
Tamam, kendimden geçtim, saçım bozulmasın istiyorum, ıslanmayayım diyorum, tembelim ve korkuyorum, ama hep de merak ediyorum acaba nedir bütün bu adrenalinin çekici yanı diye. İzlerken “A aa aaa bu ne yaa, bu nasıl iş ? Anneleri hiç mi kızmıyor !”.. dediğim çok oluyor.
İş yerinde öğle aralarında arkadaşlarla laflıyoruz. Sıklıkla da spor - uç sporlar konusu gündeme geliyor. Sultan aramızda Snowboardla ilgilenen arkadaşımız. Biz sorularımızı ona soruyorduk, bir de sizin için sorayım, o da anlatsın istedim. Acaba hayatında bu kadar dikkatli ve sağlamcı bir yapısı varken, sporda nasıl boşluğa bırakabiliyor kendini ?

Merhaba Sultancım, snowboardla ilgilenme fikri nereden çıktı ?
Snowboard’la yaklaşık 3-4 sene önce eşim sayesinde tanıştım. Onlar üniversitedeyken arkadaşlarıyla birkaç kez Bozdağ’a gitmişler, hepsi bu kadar aslında. Board kiralayıp kendi kendilerine öğrenmeye çalışmışlar. Hatta profesyonel kıyafetleri ve malzemeleri de yokmuş.
Şans bu ya, eşimle tanıştığımız sene kışın ortasında hava öyle bir soğudu ki. Snowboard yapmaya karar verdik. Bana bir kar pantalonu aldık, arabamıza da bir zincir... Onun dışında herşey normal kıyafetlerle tamamlandı. Sandviçlerimizi hazırladık, bize göre herşey tamamdı. Meğer öyle değilmiş. Sabah gerçekten İzmir’de bile kar vardı, Bozdağ’ı sen düşün. Micra’mızla azimle çıktık yine de... Her türlü macerayı da yaşadık, zincirimiz koptu, yoldan çıktık, tipiye yakalandık vs. Yukarıda board kiraladık. Tüm gün debelendik. Ama işin boyutunu yavaş yavaş anladık. Gün sonunda sırılsıklam olmuştuk, malzemeler kötü olduğu için bacaklarımıza kramplar girdi. Yani bu extrem sporlarda yaptığından zevk almak istiyorsan malzemelerin ve kıyafetlerin düzgün, kaliteli olacak. Bu ilk gidişten çıkardığımız ders bu oldu.
Sonrasında bir yılbaşı tatilimizde Uludağ’a gitmeye karar verdik. Uludağ’da ODTÜ tesislerini keşfetmiştik. 4-5 gün kaldık, ilk gün yine board kiraladık. Bu defa arkadaşlarımızla birlikte bir saatlik board dersi aldık. Bir saatte ne kadar öğrenilebilirse birşeyler öğrenmeye çalıştık. Sonraki 3-4 gün yine oldukça fazla düşüşlü, taklalı ve paralel olarak acılı geçti. Son gün artık bir parça iyi durumdaydık. Bu bize fazlaca cesaret verdi. Bu defa da şunu öğrendik. Malzemeler kiralık olduğunda kalitesi, sizin beden ölçülerinize uygunluğu ve sağladığı konfor da sınırlı oluyor. Bu işten zevk almaya başladığımızı anlayınca bir sonraki hedefimiz kendi board ve ayakkabımızı almak oldu.
Geçen sene sezonun son birkaç gezisinde kendi boardlarımızla kaydık ve herşey daha da güzel olmaya başladı. Bu işten tam zevk almaya başladığımız noktaya geldik.
Sen zaten ne soracağımı az çok tahmin etmişsin. Bu işe başlamak için neler gerekiyor ?
Öncelikle ilk aşamalar biraz eziyetli ve acılı olduğu için azim ve sabır gerekiyor :) 3-5 gün sonunda belli bir aşamaya gelmiş oluyorsunuz. Bu aşamaya kadar kiralık malzemelerle idare edilebilir ama mutlaka bir kar pantalonu, kar montu, kar eldiveni, kara uygun bir bere ve kar gözlüğü gerekiyor. Hasta olmamak için ve işin eziyete dönüşmemesi için bunlar olmazsa olmazlar. Gerçi bunları da yine kayak merkezlerinde kiralayabiliyorsunuz ama hijyen açısından tercih etmeyebilirsiniz. Sonrasında detayda başka birçok malzeme var, her malzemenin biraz daha kalitelisi var ki dediğim gibi bunlar işin daha da zevkli olmasını sağlıyor. Örneğin ilk aşamalarda popo üzerine ve dizler üzerine çok fazla düşüyorsunuz. Popo için ve dizler için çeşitli korumalar var ki hayat kurtarıyor :) Kask da lüks gibi görünse de bazı düşüşlerde çok önemli hale gelebilen bir malzeme. Kötü şekilde düşüp kafasını yere çarpan ve yerden kalkamayan insanlarla karşılaşınca pistte bir dahaki sefere ilk iş olarak bir kask ediniyorsunuz.
Peki korkutucu gelmiyor mu ? Board üzerinde çook yükseklerden kendini boşluğa bırakıyormuşsun gibi. Ve de giderek hızlanıyorsun...
Yani biraz tehlikeli gibi görünse de düzgün ekipmanlara sahip olunca ve riskli hareketlerden kaçınınca bu işin birçok başka spordan daha fazla tehlikesi yok. Ve pistin en yüksek noktasına çıkıp bulutlara yukarıdan bakınca , bulutlarla sınırsız beyazlığın ufukta birleştiğini görünce aldığınız haz, sonrasında sonsuz beyazlık üzerinde aşağılara süzülmenin kattığı keyif anlatılmaz bir duygu. Ben çok iyi seviyede kayan biri değilim, çok ekstrem meraklısı biri hiç değilim ancak bu spora karşı duyduğum hevesi heyecanı anlatmam çok zor. Şu anda internetten videoları izlemekle yetiniyoruz ama yine o pistlerde olmak en büyük hayallerimizden.
Teşekkürler Sultancığım, belki aramızda snowboard meraklıları vardır, cesaret edemiyorlardır ;)

Eveet, bir sohbet muhabbetin daha sonu bu paragraf. Sonuç itibariyle böyle korktuğuma bakmayın, uç sporlara karşı değilim. Hatta hep hayran kalmışımdır. Bir insan hayatında en az bir konunun sıkı takipçisi olmalı, pazarını, sabah uykusunu feda edebilmeli. Bu nedenle eksteremi tribünden destekliyorum.

2 yorum:

  1. sabah uykumu feda edebileceğim tek spor sabah 6:30- 7 denizine girmektir:) çok ekstreme olmadı ama tadı oldukça extreme... eğer çevrede sesden rahatsız edilecek kimse yoksa uzaklarda o saatlerde su kayağı da yaparım. Bak işte o ucundan extereme sayılır değil mi?kaymak gibi denizde uçar gibi olur, suyun üstünde ayakta durduğunu görürsün...züpppperrr...

    YanıtlaSil
  2. Su kayağı da çok eğlenceli olabilir ama sulu sporlar çok bana göre değil, buna alenen sudan korkuyorum da diyebiliriz :) Sörf hayatım da bu münasebetle sekteye uğradı zaten :.(

    YanıtlaSil