Küçük bir şehirde büyüdüm ben :)

Birazdan, eşimle tanıştığımız nişanlandığımız yıllara döneceğim izninizle. Sonra da azıcık memleketimden bahsedeceğim. Ama merak etmeyin, yazının tamamı zeybek havasında olmayacak :)Bu arada yazımı okumakta olan lise arkadaşlarım gülümsemeye başlayabilir.
Eşimle evlenme kararı aldığımız dönemlerde artık onu ailemle tanıştırma zamanı geldi diye düşündüm. Evimi, yaşadığım yeri, ailemi ve memleketimi görecekti. Evimiz, yaşadığım yer onu pek şaşırtmayacaktı eminim, ailem şöyle böyle değişik gelebilirdi. Onun ailesine göre daha sesli, daha akdenizli bir aileydi. Fakat memleketim onu illa ki etkileyecekti. İzmir gibi bir şehre alıştıktan sonra acaba Ödemiş ona nasıl gelecekti ?
Ödemiş’e yaklaşırken arabada sabırsızlanıyordum, acaba nasıl bir gözle görecekti girişini, caddeleri, parkları. Ödemiş’e girmiştik. Objektif gözle bakmaya başlayınca çok da çekici değildi şehrin ilk fotoğrafı. Ama yine de ayrı bir havası vardı. Yavaş yavaş bana tanıdık mekanlardan geçiyorduk, PTT durağı, belediye, dükkanımızın sokağı, yıllarca günde en az bir kere geçmek durumunda kaldığımız mecburiyet caddemiz, sonra da evimizin yolu... Ben dalmış gitmiş, Doğa’ya anlatacağım tüm anılarımı tekrardan yaşarken, Doğa’nın sesiyle arabaya dönüyordum. Doğa sürekli bir şekilde trafikten, insanlardan yakınıyordu. Kırmızı ışıkta durup yeşil ışıkta da durmaya devam eden amcalardan, gün gezmesinden dönerken yolun ortasından yürüyen teyzelerden, bir o yana bir bu yana salına salına pedal çeviren delikanlıdan bahsediyordu. Gördükleri garibine gitmişti. Şehirde kendine has bir atalet vardı, tamam bu cepte. Bunun yanında, anlayamadığı bir yavaşlık ve bu yavaşlığı katlanılır kılan bir iç huzuru vardı. Doğa sabırsızlanarak traktörün bir sağından bir solundan bakıyor, bir türlü öne geçemiyordu. Traktördeki amcamsa, kendinden gayet emin ortadan ortadan tarlasına sürüyordu bineğini. Sonra sonra alıştı tabi bu durumlara, ama hala sızlanır “kardeşim yeşil yandı, (dü düüüt)...”
Neyse, nerede kalmıştık. Eve vardık, annemlerle tanıştırdım. Beraber kahvaltıya oturduk. Sohbete muhabbete “Komşular nasıl anne, var mı bir havadis ?”le başladım. O şöyle bu böyle, derken, Doğa yetişemiyordu. Hem anne kız muhabbetinin sonsuzluğu, hem de herkesin birbirini tanıyor olması Doğa’ya garip geliyordu. Hele de kişilerin birbiri içine girişmiş yakın ilişki ağı inanılmazdı. Dizilerdeki kadro eksikliği nedeniyle herkesin birinin bişeysi olması kadar garipti. “İzmir’de kimi gördüm biliyor musunuz, hani bizim dükkan komşusu var ya, onun kızını... Evet Ebru’nun okul arkadaşı, annesi senin gündeydi hani...oğlan kardeşi de köşedeki bakkalda çalışıyordu” gibi. Bu şaşırmalar evin içindekilerdi. Sokağa çıktığımızda ayrı diyaloglar çıkıyordu. Her köşe başında birilerine selam verebilmek, havadan sudan konuşabilmek, otoparkçının “ben tanıyorum Cemal Abeymi, gelir anahtarı alırım” repliği benim bile özlediğim şeylerdi. Doğa ilk başlarda şaşırsa da, anlayamasa da sonraları bu ortamda eğlenir olmuştu. Tanıdık bir pazarcıdan taze salatalık alıp, iki çift laf etmek kadar huzurlusu var mıydı... :) Bu satırları yazarken bile içim bir hoş oluyor.

Başta da dediğim gibi küçük bir şehirde büyüdüm ben. Anadolu Lisesi yoktu, sinema yoktu, hamburgerci yoktu. İlk trafik lambası ben üniversite birdeyken takılmıştı. Ama tüm bu saydığım yoklara karşılık fazlasıyla var sayabilirim size. Çok mutlu büyümüşüz biz, çok huzurlu...


Sevgiler,

3 yorum:

  1. Ne kadar şanslısın küçük bir şehirde ama büyük bir huzurla büyüdüğün için.. Bizden geçti belki ama bari çocuklarımız "büyük" şehrin "büyük" gürültüsünden kaçabilseler bari..

    YanıtlaSil
  2. Merhaba,blogunuzu tamamen tesaduf googleda bir sey ararken kesfettim, hatta acilan sayfa daha da ilginc Odemisli oldugunuzu anlattiginiz sayfa -ki ben de Odemisliyim:)- Sonuc takipciniz oldum hatta sizden ilham aldim artik ben de blog yaziyorum:) sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba :) Kusura bakmayın, ben de uzun zamandır yazamıyorum, o nedenle yorumunuzu da görmemişim. Ne güzel, yazmaya başlamışsınız. Blog çok zevkli birşey :)
      Ben de sizin sitenizi takip edeceğim. Tabii bu arada bu mail size ulaşacak mı, doğru yolda mıyım ? Kestiremiyorum..

      Sil