Bir adam ve bir bebeğin bir günü nasıl geçiyor ?


Bugün size bir adam ve bir bebeğin bir gününü anlatacağım. Gün boyu yaptığım telefon konuşmalarından, akşam izlediğim kamera görüntülerinden, çekilmiş fotoğraflardan, çöpte yığılmış bebek bezlerinden, buzdolabına kaldırılmış püre halindeki yemeklerden faydalanacağım bunları anlatırken. Akşam eve geldiğimde karşılaştığım deli gibi yorulmuş, kolunda derman kalmamış babamız ve bakıcısından sıkıldığı için yenisini deli gibi bekleyen müdür oğlumuz bana ip uçlarını veriyor bile ;)
Her sabah eşimle oğlum camda bekler. Bahçeden onlara el sallarım ve servise koşarım. Koşarken de hep düşünürüm. Acaba ben yokken evde neler karıştırıyorlar erkek erkeğe diye. Geride genelde annenin kalması kanıksanmış ya, burada durum biraz farklı. O nedenle görünmez olup eve girmek onları gözlemek geçer içimden. Fazla hayal etmeme gerek yok. Günün tam içinde, işimin tam da ortasında bir telefon çalar.
Anne - Aloo, babasııı.. nasılsınız bakiim :)
Baba - Aloo, annesi, bu oğluşun var yaaaa...
Anne - Eeeee, naapmış
Baba - Bu oğlun çok kakalı, her bir tarafını batırmış, baktım temizlemekle olmayacak, banyo ettirdim...
Anne - Ayy canıım, eline sağlık yorulmuşsundur. Kapıyorum canım, telefonum çalıyor,
Baba - Görüşürüz..

Bir ara da fırsat bulduğumda ben ararım onları:
Anne – ne yapıyor bakalım oğlum, neler yaptı
Baba – Sponge bob izliyoruz beraber..
Anne - :( yaaa, canım çekti şimdi, neyse haftasonu izlerim artık
....
..
Akşam evde fark ederim ki yerlerde yuvarlanılmış, yeni oyunlar oynanmış, ayağa kalkma çalışması yapılmış. “Aman oğlum beniiim, kendi kendine koltuğun kenarına kalkabiliyor artık...” Bol bol yemek savaşı yapılmış, buna rağmen bol bol da bez değiştirilmiş ! Değişik bir yemek denenmiş, mutfaktaki tüm robotların, alet edavatın hakkı verilmiş, her biri kullanılmış. Hele ki eşim çok düzenli, herbiri yıkanmış. Babasına 2-3 sene önce “off ne pahalı yaa” diyerek aldığım, ama şimdi “iyi ki almışız be yahu” dediğim helikopter uçurulmuş, pili bitirilmiş. Bilgisayar başında çalışılıyorken oğlumun arabasına tırmanma çalışmaları fotoğraflanmış, kaka yapma seansı en gerçek görüntüleriyle çekime alınmış. Mutfaktaki kepçe oyuncak olmuş. Tırnakları kesilmiş, burun damlası damlatılmış. Alışverişe çıkılmış, yakınımızdaki yapı markete gidilmiş, köşeler-raflar-dolaplar için yaratıcılık hat safhaya çıkmış, erkeksi pratik çözümler üretilmiş.
Akşam geldiğimde oğlumu, beni özlemiş bulurum “yaşasın annem geldi, erkek erkeğe de bir yere kadar canım” der gibi çırpınır. E güreşerek oynamak bir yere kadar, biraz da anne şefkatiyle sarmalanmanın sırasıdır. Hemen çırpınanı kucağıma alırım, evin iki erkeğine de sarılırım. Evde bir tur atar kolaçan ederim ve sonra sorarım.
“Bugün neler yaptınız bakalım...” ;)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder